Theaceae familyasındandır. Tropik ve supkropik Doğu Asya’da
(Doğu Hindistan) doğal olarak yaşar Herdem yeşil çalı formunda bitkilerdir.
Saksı çiçekleri yetiştiriciliğinde Camellla japonica önemli tür olup, bu türden
birçok kültür formu elde edilmiştir. Çiçekleri yalınkat veya katmerli, beyaz,
pembe, kırmızı ve ebrulı renkli olabilir.
Bitkinin Genel Özellikleri
Anavatanı Kore, Kuzey Çin, Japonya ve Endonezya olan iç
mekan süs bitkisidir. Yaprakları oval, sert yapılı ve parlak yeşil renklidir.
Çiçekleri yalıtkan veya katmerli renkleri beyaz, pembe, kırmızı ve ebruli
olabilir. Sürekli yeşil çalı formunda bitkilerdir. Tabiatta 82 türü bulunan
Camellia cinsinin süs bitkileri yetiştiriliciliğinde önemli tek türü
C.japonica’dır.
İklim Özellikleri
Kış döneminde asıl çiçeklenme dönemi olduğundan Mayıs ayına
değin bitki sıcaklığı 4-7 C olan yerlerde bulundurulur. Mayıs-Kasım ayları
arasında dışarıda yarı gölgeli bir yerde tutulabilir. Özellikle çiçeklenme
döneminde yüksek orantılı nem ister. Yarı gölge yerleri sever. Yoğun gölge
yerlerde bulundurulmaları halinde, çiçek tomurcukları derhal dökülür.
Toprak Özellikleri
Genelde asitli topraklara uyum sağlamıştır ve kireçli ya da
kalsiyum bakımından zengin bölgelerde pek iyi yetişmez. Pek çok türü kuraklığa
dayanamaz ve yüksek oranda yağışa gereksinim duyar. Hacim olarak 4 kısım
kireçsiz tınlı toprak, 2 kısım turba ve 1 kısım kaba kumun karışımıyla elde
edilir. Ayrıca hacim olarak 2 kısım kum, 2 kısım tınlı toprak, 2 kısım turba, 1
kısım yaprak çürüntüsü ve ½ kısım yanmış ahır gübresinin karışımıyla oluşan
harç da kullanılabilir.
Yetiştirilmesi
Kamelyanın üretimi tohum, çelik aşı ve daldırma ile
yapılabilir. Bununla birlikte çelik ve aşı en çok kullanılan üretim
şekilleridir. Çelikler yarı olgunlaşmış yan süngülerin uçlarından 10 cm uzunluğunda
olmak üzere Haziran-Ağustos ayları arsında hazırlanır. Alınan çeliklerin
dipleri yaralanır ve 24 saat süreyle 20 ppm’lik IBA’te tutulduktan sonra, hacim
olarak eşit miktarlardaki turba ve kum karışımına dikilmelidir. Köklendirme
sislemede veya orantılı nemi yüksek bir yerde yapılmalı ve ortam sıcaklığı 22
C olmalıdır. Bu koşullarda çelikler 2-3 ayda köklenir. Fazla sayıda
çelikleri ile yine Haziran-Ağustos aylarında ve aynı koşullarda üretim
yapılabilir. Öte yandan, yarma aşı en çok kullanılan aşı yöntemi olup,bu
yöntemle hızlı şekilde üretim yapılabilir.Ayrıca İlkbaharda adi daldırma ile de
üretim söz konusudur.
Gübreleme
Saksı değiştirme her 2-3 yılda bir Temmuz-Haziran aylarında
yapılır. Aralık-Haziran ayları arası 2 haftada -1.5g/1 Açelya gübresi verilir.
Sulama
Bütün kış boyunca ve çiçeklenme döneminde yeknesak şekilde
nemli tutulur. İlkbahar ve yazın bol su verilir. Temmuz’dan itibaren
sürgünlerin daha iyi gelişebilmesi ve çiçek tomurcuğu oluşumu için 4-5 hafta
süreyle verilen su azaltılır. Orantılı nemi yüksek tutmak için, yazın sıcak ve
kuru havalarda bitkinin yapraklarına su püskürtülmelidir. Sulamanın oda
sıcaklığında kireçsiz su-en iyisi yağmur suyu-ile yapılmasına özellikle dikkat
edilmelidir. Çünkü Camellia’lar asit topraklarda yetişir ve kireçten hiç
hoşlanmaz.
Budama
Düzensiz büyüyen sürgünler torlu görünüşü muhafaza etmek
için çiçeklenme bittikten sonra Nisan ayında kısaltılmalıdır.
Hastalık ve Zararlıları
Önemli hastalıkları Kloroz, Ödem, Tomurcuk dökülmesi ve Kök
çürüklüğü, Kloroz, yaprakların açık yeşilden sarıya değin değişen bir renk
alması, kısaca "sararma” dır. Genel olarak bitkinin sürgün uçlarından geriye
doğru ilerler. Yaprak damarları arasında oluşur. Kloroz, özellikle kışın saksı
toprağının gereğinden fazla nemli tutulması, saksı toprağının çok kuru kalması
ve çok fazla kil içermesi, saksı değiştirmede geç kalınmış olması dolayısıyla
bitki köklerinin keçeleşmesiyle beraber, azot, magnezyum, demir, mangan gibi
besin maddelerinin noksanlıkları sebebiyle oluşur.
Tomurcuk dökülmesi:
Bazı koşullarda bitkilerde çiçek tomurcuklarının oluşmasına
rağmen açmadan döküldükleri gözlenir. Bunu nedenleri; Saksı toprağının çok
nemli tutulması ve çok kuru kalması Azotça zengin gübreleme sonucu sağlanan
hızlı gelişme, fosfor noksanlığı, Doğrudan güneş ışığının altına bırakılması,
yüksek ve düşük sıcaklık, ani sıcaklık değişmeleri, bitkinin çok gölge yerlerde
bırakılması, Hava orantılı neminin düşüklüğü Tomurcukta olan bitkinin yerinin
değiştirilmesi, Yetersiz havalandırma ve cereyana maruz bırakma Siyah kök
çürüklüğü; bu hastalıktan etkilenen bitkilerde gerilmeler, yaşlı yapraklardan
başlayan kloroz ve çoğunlukla solgunluk belirtileri görülür. Köklerde çürümeler
olur. Korteks (kabuk tabakası) genellikle açık kahverengi, bazı hallerde siyah
renk alır. Hastalık etmeni olan fungus toprakta uzun süre yaşama yeteneğinde
olan çok sayıda klamidosporlar oluşturur. Mücadelesi, saksı toprağının patogen
ile bulaşık olmamasına dikkat edilmeli ve saksı toprağının çok nemli
bırakılmamalıdır.
Kamelya çayının kahveden daha popüler olduğunu biliyor
muydunuz? Tüm dünyada, yılda 860 milyar fincan kahve içilmesine karşılık, 100
milyar fincan kamelya çayı tüketiliyor. Bu, 2 milyon ton kamelya tomurcuğunun
sıcak suya atılması anlamına geliyor. Gerçekten de, türün yüzde 5 tein içeren
tek örneği Camellia sinensis, çay olarak içiliyor. Camellia japonica gibi
kültür kamelyalarının yapraklarının suda çözünebilir kısmı, bu miktarda tein
barındırmıyor. Öte yandan, 200 tür ve 32.000 kültür ürününe yayılan bu egzotik
Asya bitkisi, bahçelerin kraliçesi gülü de tahtından indirmiş bulunuyor.
Bahçe kamelyaları, Avrupa’ya 18. yüzyılda diplomatik bir
oyunla girdi. Eğer söz konusu olay yaşanmasaydı, olasılıkla, Avrupalılar uzun
süre bu bitkileri tanıyamayacaklardı. O çağda, Doğu Hindistan Kumpanyası
tarafından ithal edilen çayın erdemleri keşfedilmiş ve aranan bir içecek
olmuştu. Ama, demleme yoluyla içimi çok pahalıya çıkıyordu ve Çin’e önemli
miktarda paralar ödeniyordu. İngilizler, bu değerli bitkiyi elde etmek için Çinlileri
aradan çıkarmak istiyorlardı. Bu amaçla, çay bitkisini kendi iklimlerine
alıştırma ya da egemenlikleri altındaki Hint adalarında yetiştirme
çalışmalarına giriştiler. Sonunda, afyonla değiş tokuş edilen kamelya
fidanları, "Majesteleri”nin bayrağını taşıyan bir gemiye yüklendi. Yolculuk,
altı ay kadar sürdü; ama, bitkiler dayanıklı çıkmıştı. Fidanlar İngiltere’de
çiçek açtı; ancak bu çay (Camellia sinensis) değil, muhteşem çiçekler veren
Camellia japonica idi. Başta düş kırıklığına uğrayan İngilizler, bu ender
güzellikteki çiçeklerin karşısında öfkelerini çabuk unuttular. Hemen, Asya
içlerinden yeni bahçe çeşitleri getirtmek üzere gemilerini seferber ettiler.
Kraliçe Victoria neşeyle, "Dağlarımız yok, ama kamelyalarımız var” diyordu.
Söylentiye göre, Fransa’daki tekel, saray bahçıvanının Napoli kraliçesi için
çalışmaya giderken, yanında değerli kamelya fidanlarını götürmesiyle kırıldı.
Napoli’nin elverişli iklimi, kraliçeye, eltisi Fransa imparatoriçesi
Josephine’in çiçeklerinden çok daha görkemlilerini sunmuştu.